Yaşamayı seviyorum. Yaşıyorum. Odun gibi değil, Sığ değil. Anlamsız değil. Lümpen değil. Durgun değil. Asla umarsız ve umursuz değil.
Yaşamak bir pırlantada değildir. Kaliteli mekanlarda boy göstermek değildir. Bütün fantezilerini yaşamak değildir. Yaşamak hele ki dünyanın etrafında dönmesi hiç değildir. Yaşamak yaşamaktır. Anlamlı kılmaktır. Paylaşmaktır. Merak etmektir. Merakın peşinden gitmektir. Sadakattir yaşamak. Sadık olmak zorundasın. Çünkü birikim yaptırır yaşamak. Tecrübe katar. Kişilik katar. Kalite katar. Bu birikimlerine sadık kalarak yaşamak zorundasın. Sınırlarını bile ancak bu birikimin üzerine basarak zorlarsın. Yine sadıksındır aslında. Sadakat anlamlı bir şey. Dans etmektir yaşamak. Sevgiliyle yapılanı şahanedir. Rakı masasında kaybolmaktır buğulu gözlerle. Dağlara çıkmak, gezmek, ilgilenmek, değmek, mücadele etmek. En çok da sevmektir yaşamak. Sevdin mi de adam gibi olacak. Gittiği yere kadar gidilecek mesela bir meselenin arkasından. Bir insan olabilir, bir kişi, bir şiir, bir eser, bir kavga, bir buhran, bir hüzün...
Yaşamak neye benzer bilir misin, şarkı söylemeye benzer sebepsizce. Emek harcarsın. Yaşarsın. Yaşadıkça daha fazla emek harcarsın.
Sen de yaşıyorsun. Geniş mi geniş bir fantezi dünyasında maceradan maceraya atlıyorsun. Sevgilinin yanındayken başkalarıyla dans etmek, yatağa üçüncüyü almanın dayanılmaz hafifliğini hissetmek, fahişelerle empati kurmaktan çıkıp dayanışmaya girmek, alabildiğince zorlamak, dünyanın etrafında dönmesini sağlamakla uğraşmak. Buna harcadığın çabanın şu kadarını başka şeye ayırsaydın uzman olurdun. Ki zaten dünyanın merkezinde durabilme konusunda muazzam bir uzmanlık derecesindesin. Sadakat senin için önemsiz. Hava atmak, pırlanta takmak, poz vermek, şişirme ve sığ tespitlerle hayata devam etmek. Van Gogh Yıldızlı Gecede türbülansa geçti. İkinci ressamın ise Edvard Munch. Tablonun adı da çığlık. Sevebilirdik birbirimizi ama ikimizden biri ölecekti. İkimiz de yaşamayı seçtik. Yine de güzel bir tecrübe yaşattın ve ne istemediğimi bir kez daha anlamış oldum. Çok ağır oldu ama yine de teşekkür ederim. Artık bu blogda sana yer olmayacak.
Yaşamak bir pırlantada değildir. Kaliteli mekanlarda boy göstermek değildir. Bütün fantezilerini yaşamak değildir. Yaşamak hele ki dünyanın etrafında dönmesi hiç değildir. Yaşamak yaşamaktır. Anlamlı kılmaktır. Paylaşmaktır. Merak etmektir. Merakın peşinden gitmektir. Sadakattir yaşamak. Sadık olmak zorundasın. Çünkü birikim yaptırır yaşamak. Tecrübe katar. Kişilik katar. Kalite katar. Bu birikimlerine sadık kalarak yaşamak zorundasın. Sınırlarını bile ancak bu birikimin üzerine basarak zorlarsın. Yine sadıksındır aslında. Sadakat anlamlı bir şey. Dans etmektir yaşamak. Sevgiliyle yapılanı şahanedir. Rakı masasında kaybolmaktır buğulu gözlerle. Dağlara çıkmak, gezmek, ilgilenmek, değmek, mücadele etmek. En çok da sevmektir yaşamak. Sevdin mi de adam gibi olacak. Gittiği yere kadar gidilecek mesela bir meselenin arkasından. Bir insan olabilir, bir kişi, bir şiir, bir eser, bir kavga, bir buhran, bir hüzün...
Yaşamak neye benzer bilir misin, şarkı söylemeye benzer sebepsizce. Emek harcarsın. Yaşarsın. Yaşadıkça daha fazla emek harcarsın.
Sen de yaşıyorsun. Geniş mi geniş bir fantezi dünyasında maceradan maceraya atlıyorsun. Sevgilinin yanındayken başkalarıyla dans etmek, yatağa üçüncüyü almanın dayanılmaz hafifliğini hissetmek, fahişelerle empati kurmaktan çıkıp dayanışmaya girmek, alabildiğince zorlamak, dünyanın etrafında dönmesini sağlamakla uğraşmak. Buna harcadığın çabanın şu kadarını başka şeye ayırsaydın uzman olurdun. Ki zaten dünyanın merkezinde durabilme konusunda muazzam bir uzmanlık derecesindesin. Sadakat senin için önemsiz. Hava atmak, pırlanta takmak, poz vermek, şişirme ve sığ tespitlerle hayata devam etmek. Van Gogh Yıldızlı Gecede türbülansa geçti. İkinci ressamın ise Edvard Munch. Tablonun adı da çığlık. Sevebilirdik birbirimizi ama ikimizden biri ölecekti. İkimiz de yaşamayı seçtik. Yine de güzel bir tecrübe yaşattın ve ne istemediğimi bir kez daha anlamış oldum. Çok ağır oldu ama yine de teşekkür ederim. Artık bu blogda sana yer olmayacak.
Yorumlar
Yorum Gönder