Bunu yazmam lazım dedi kendi kendine. Sık sık aynı şeyi tekrar ederek. Defalarca defalarca. Bunu yazmam lazım. Bunu yazmam lazım...
Uyanır uyanmaz etrafına baktı. Kapıya baktı. Açtı, dışına baktı. Sigarasının külünü düşürdü, kafasını kaldırıp saate baktı. Telefona ve bilgisayara baktı. İkisi de kapalıydı. Açtı içine baktı. Bomboştu. Sonra gözlerini kaldırıp tavana baktı. Ne kadar çelimsiz bir döküntü olduğunu farketti. Odanın kapısını açtı, açarken torkunu hesapladı. Yağsızlıktan ses yapan menteşeye baktı. Menteşe de ona. Menteşe hep bakardı ona zaten.
Gitti aynaya baktı. Yine bulamadı. En son taşa baktı. Oturdu. Kalkıp odasına döndü. Yatağa baktı, eve baktı, kendine baktı. Altını üstüne getirdi her şeyin. Bulamadı. Kitaplarına baktı, defterlerine, Tekrar telefona baktı. Döndü bilgisayara baktı. Açtı. İçi boştu. Oturdu. Kapıya baktı. Telefona, bilgisayara. Açıp açıp da hem de. Yok. Bomboştu.
Denklemler kurmaya çalışırken buldu kendini bir anda. Yine mi? Her çuvalladığında muhakkak denklem çözerdi. Hayatla kurduğu bağ son derece sıradanlaşmış, algıları yavaşlamış, tembelleşmiş, hantallaşmış, kilo almış, avurtlarındaki şişkinlik dinmiş, gözlerinin feri sönmüş, parsları yorgunluktan morarmış, sesi kısılmış, elleri ağrımış, gözleri sancımış, galiba az biraz ağlamış, biraz da bağırmış ve üstüne kavga etmiş olacak ki tümünü aynı anda hissedebilmek imkansız.
Dolandı evde bir süre. Bıyıklarını burdu. Yok ama olsun. Sakallarını sıvazladı. Düşündü. Düşündü.
Bunu yazmam lazım dedi. Evet, yazılmalıydı.
Uyanır uyanmaz etrafına baktı. Kapıya baktı. Açtı, dışına baktı. Sigarasının külünü düşürdü, kafasını kaldırıp saate baktı. Telefona ve bilgisayara baktı. İkisi de kapalıydı. Açtı içine baktı. Bomboştu. Sonra gözlerini kaldırıp tavana baktı. Ne kadar çelimsiz bir döküntü olduğunu farketti. Odanın kapısını açtı, açarken torkunu hesapladı. Yağsızlıktan ses yapan menteşeye baktı. Menteşe de ona. Menteşe hep bakardı ona zaten.
Gitti aynaya baktı. Yine bulamadı. En son taşa baktı. Oturdu. Kalkıp odasına döndü. Yatağa baktı, eve baktı, kendine baktı. Altını üstüne getirdi her şeyin. Bulamadı. Kitaplarına baktı, defterlerine, Tekrar telefona baktı. Döndü bilgisayara baktı. Açtı. İçi boştu. Oturdu. Kapıya baktı. Telefona, bilgisayara. Açıp açıp da hem de. Yok. Bomboştu.
Denklemler kurmaya çalışırken buldu kendini bir anda. Yine mi? Her çuvalladığında muhakkak denklem çözerdi. Hayatla kurduğu bağ son derece sıradanlaşmış, algıları yavaşlamış, tembelleşmiş, hantallaşmış, kilo almış, avurtlarındaki şişkinlik dinmiş, gözlerinin feri sönmüş, parsları yorgunluktan morarmış, sesi kısılmış, elleri ağrımış, gözleri sancımış, galiba az biraz ağlamış, biraz da bağırmış ve üstüne kavga etmiş olacak ki tümünü aynı anda hissedebilmek imkansız.
Dolandı evde bir süre. Bıyıklarını burdu. Yok ama olsun. Sakallarını sıvazladı. Düşündü. Düşündü.
Bunu yazmam lazım dedi. Evet, yazılmalıydı.
Yorumlar
Yorum Gönder