Ana içeriğe atla

Bir genç kızın anıları

- Of, bıktım ya, ne moral bırakıyor ne neşe! Gitti yine tüm konsantrasyonum.
- Ne oldu kız, yine mi kavga ettiniz?
- Ne kavgası ay, bıktırdı artık beni. Az önce aramıştı ya, açtım, ofisteyim dedim. Anlar diye bekledim, sen konuşuyorsun o kadar, sesin gidiyor karşı tarafa. Ben kapatıp yeniden arayacağım diyecektim tam, tak diye yüzüme kapattı telefonu. Sonra durumu izah etmek için aradım, bu sefer de seni gün içinde bir daha aramayacağım dedi. Ben de arama, hiç arama dedim. Bir kez daha yüzüme kapattı!
- Amaan, biliyon işte, ne yapacan. Tüm erkekler böyle. Çocuk gibiler, sürekli ilgi bekliyorlar.
- Ya bildiğin gibi değil ama artık ya. Bunaltıyor beni. Ay akşamları uyutmuyor. Sürekli bir şeyler konuşuyor. Beni her şeyden engelliyor. Ders çalışacağım diyorum, engelliyor. Mesaiye kalacağım diyorum, engelliyor. Erken yatalım bari diyorum, engelliyor. Makyajıma laf atıyor. Kılık kıyafetime laf atıyor. Her sabah aynı terane. Sevişelim de sevişelim. Yahu adam, anlasana, sabah sevmiyorum! Onun yüzünden her gün geç kalıyorum. Ya sürekli ket vuruyor bana. İş yerine geliyorum, çat diye beş dakka sonra arıyor. Yahu adam, dur da bir nefes alayım. Dur da bi kendime geleyim. Yok. Gelir gelmez illa arayacak. Biz aramayınca da suçlu oluyoruz. Adliyeden çıktım, aramamı bekliyor, ofise geldim, aramamı bekliyor, ofisten çıkmayınca aramamı bekliyor, ofisten çıkınca da aramamı bekliyor. Tuvalete gitsem tuvaletteyim demek zorunda hissediyorum kendimi. Aradığımda da bir şey konuşmuyoruz ha, naber, naptın, iyi, bu kadar. Sonra kapatıyoruz telefonları. Ay ergen gibi ya bıktım valla bıktım. Aramasın. İnşallah aramaz. Her şeyime karışıyor. Ben bu kadar baskı ve strese gelebilen biri değilim. Hala bu neyin telaşı, neyin arzusu anlamıyorum.
- Tüm gün konuşacak bir şey bulamıyor musunuz?
- Ay yok, arıyor, naber naber, iyidir iyidir. Sonra bir iki konuşma, sonra kapatıyoruz. Hem niye arıyor ki? aramasın. Ben bir yere mi kaçıyorum? Onun yüzünden işteki verimim düştü. Ofis beni gözden çıkardı artık. Yapacakları da küçücük bir zam. Ben oysa neler hayal etmiştim. Burada göze girip sonra esere geçecektim. Adam beni her yerden engelliyor. Ne yapacağımı şaşırdım inan. Kalbini de kırmak istemiyorum. Ne diyeyim şimdi ben buna? Olmuyor.
- Biraz zamanla oturacak sizin ilişkiniz. Henüz çok yenisiniz. Daha dur bakalım. Belli ki adam tanımaya çalışıyor seni.
- Ay ne tanıyacak? Adamın evine yerleştim her gün görüşelim, ilişkimizin süreci hızlansın falan diye. Adam sürekli her anımda beni kontrol etmek istiyor. Tam kontrol manyağı çıktı bu. Entel kıro tam. Arıyor, naıslsın, nerdesin diyor. Nerde olacağım ya? Ya ofisteyimdir, ya sigaradaydımdır, ya adliyedeyimdir. Başka nerede olacağım alahaşkına? Çıldırtıyor beni. Sabrımın sınırlarını zorluyor. Gerçekten kırmak istemiyorum ama bu kadarı fazla. Ben gelemem bu kadarına. Sürekli bir ilgi manyağı. Kontrol manyağı. Kafayı yiyeceğim ya.
- Neyse sen sakinleş bi de öyle bir daha düşün. Biraz celallisin hala.
- Ya her gün her an diken üstündeyim. Acaba yine ne hata yaptım. Acaba yine benden ne isteyecek. Acaba ne bok yedim. Acaba benden mi ayrılacak. Acaba bana bir şey diyecek mi. Ya sürekli düşündürüyor. Bir şey demesem sürekli yapacak aynı şeyi. Bir şey desem kalbi kırılacak. Ama inan bunaldım artık. Sürekli bir güvensizlik, sürekli sorgulama. Ay adam benim açığımı arıyor ya. Sürekli açığımı arıyor. Gönül rahatlığıyla bir şey anlatamıyorum adama. Olayları arkada birleştiriyor. Ben en ufak bir şey söylesem hemen çat, sen şurada şöyle demiştin ama, diyerek başlıyor sorgulamaya. Adam sırf beni köşeye sıkıştırmaya çalışıyor ya. Her zaman, her zaman.
- Sen de amma eleştirdin ha. Mutsuzsan bu kadar neden devam ediyorsun? Bitir gitsin. Ne uğraşıyorsun bu kadar?
- Ne bileyim ya, biraz daha zaman vereyim istiyorum. Bilmiyorum. ama bıktım. Buna ne kadar daha devam edebilirim hiç bilmiyorum. Hiç.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Gecenin gözü

Gecenin gözü gördü, Çıkıp konuşsa, anlatsa her şeyi Senin hakkını sana, Benim hakkımı bana... Duvarlar bile daralıyordu, Sen ağlayınca. Bak şimdi nasıl da görünüyor Gökyüzü ferah ferah. Yıldızların altında gibi açık göğümüz. Koyun koyuna... Sıcacık...

Yetişkin eğitiminden yaşam boyu öğrenmeye geçiş - Bir eğitim makalesi

Eğitim, öğrenmenin sistematikleştirilmiş halidir. Öğrenmeye göre çok daha dar bir kavram olan eğitim kavramı daha gelişkin mekanizmaların kurulabilmesi için daha gelişkin bireylere ihtiyaç duyulmasından kaynaklı ortaya çıkmış bir kavramdır. İlk olarak Fransız sanayi devrimiyle somut düzlemde ele alınmaya başlanan bu gerçeklik kendisini fabrikalarda makineyi kullanmayı bilen eleman ihtiyacında göstermiştir. Makine kullanımının ve iş yönteminin öğretilmesinde karşılaşılan zorluklar, tarihin ilk burjuva devriminde öğretimi halk için sistematikleştiren yaklaşımı, yani eğitimi doğurmuştur. Sanayi devriminin öncelerinde bilgi aktarımlarını gerçekleştirecek kadroları yetiştirmek adına kurulan çeşitli kurumlar(kiliseler, camiler, manastır ve medreseler vb.) faydacı özellik gütmemesinden dolayı modern eğitim kavramına tam olarak denk düşmemektedir. Bu surette eğitim; faydalar çerçevesinde sistematikleştirilmiş öğrenmelerdir diyebiliriz. Bu noktada eğitim kavramıyla yetişkin kelimeleri yan yan...