Ana içeriğe atla

ODTÜ grevinde son durum: Sendika temsilcisinin görev süresi uzatılmadı

Banka promosyonları ihalesi üzerinden işçilerin başlattığı grevin geldiği aşamada rektörlükten herhangi bir adım atılmadığı gibi; Eğitim-Sen işyeri temsilcisi olarak rektörlükle görüşmelere katılan asistan Ekin Erdem Evliya’nın görev süresi uzatılmadı.

Bayram Uluad - soL Ankara
Fotoğraf - sendika.org

ODTÜ’de banka promosyonları ihalesinden dolayı emekçiler, 15 Aralık Pazartesi günü greve başladı. Bu grevle hem banka promosyon ihalesinde idari personelin düşünülmesini sağlamaya çalıştıklarını, hem de okul yönetiminde söz hakkı mücadelesi verdiklerini ifade emekçiler, süreçte bir tıkanma olduğunu ifade ediyorlar.

Grevin başlamasının üzerinden geçen sürede rektörlükten herhangi bir adım atılmadığı gibi Eğitim-Sen işyeri temsilcisi olarak görüşmelere katılan Ekin Erdem Evliya’nın işi tehlikeye atıldı.

Master jürisini yeni geçen Evliya’nın öğrenciliği bitmeden görev süresinin uzatılması bekleniyordu. Henüz doktora kabul süresi başlamadan, Evliya’nın görev süresinin 31 Aralık itibariyle bitirildiği, Evliya’ya herhangi bir bilgilendirme yapılmadan, maaş bordrosundan öğrenildi. Evliya’nın iki aylık zaman kaybından dolayı hem asistanlığa hem de doktora kabulüne yeniden başvurması gerekiyor. Bu da Evliya’nın işsiz kalmasını olası kılıyor.

ÜKD: 50-D ASİSTAN KIYIMINA SON
Keyfiyetçi kararların uygulanmasının önünü açan, geçici istihdam niteliği taşıyan 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun 50. fıkrasının D bendidir. Kısa adıyla 50-D olarak bilinen yasal mevzuata karşı asistanların güvenceli istihdamını savunan Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) ise yaşananlara tepki göstererek Evliya’nın durumunun takipçisi olacağını beyan etti.

ÜKD, yaptığı açıklamada Ekin Erdem Evliya’nın görev süresinin uzatılmamasının keyfi ve promosyon süreciyle bağlantılı olabileceğini ifade ederek, duruma tepki gösterdi. Açıklamalarında 50-D’nin asistanlar için güvencesiz ve iş tanımı olmayan bir durum yarattığını ifade eden ÜKD, Evliya’nın da bu durumun kurbanlarından biri olduğunu ifade etti.

Piyasanın ve gericiliğin boyunduruğu altındaki üniversitelerde asistanların yaşadığı hak gasplarının bu son olayla daha da derinleştiğini ifade eden açıklama şöyle devam ediyor:

Hiçbir makul gerekçe sunmadan asistanların işten çıkarılabiliyor olması ve asistanın bundan gayriahlâkî bir biçimde bilgilendirilmesi üniversite bileşenleri arasındaki ilişkilerdeki yozlaşmanın bir göstergesidir. Birlikte çalıştığı araştırma görevlisini işten çıkarırken bildirme gereği bile duymayan bir anabilim dalının tavrı sadece böyle değerlendirilebilir. Bu durum asistanların geleceklerinin üniversite yönetimlerinin keyfiyeti ile nasıl şekillendiğinin bir örneğidir.

Bu durum greve verilen bir ceza mı?

Açıklamanın devamında ise ODTÜ’deki promosyon grevinde Eğitim-Sen işyeri temsilcisi olarak rektörlükle görüşmelere katılan Evliya’nın başından geçen bu durumun promosyon süreciyle alakalı olabileceğine işaret edip Evliya’ya destek çağrısı yapıldı. Açıklama şöyle son buldu:

“Ekin Erdem Evliya, Eğitim Sen ODTÜ İşyeri temsilciliğinde görev yapan ve son günlerde tüm ODTÜ’nün gündeminde olan banka promosyonu sürecinde rektörlük ile görüşmelere katılan sendika temsilcisidir. Promosyon grevlerinin üniversite yönetimi üzerindeki etkisi düşünüldüğünde, bu süreçte öne çıkan arkadaşımızın işine son verilme nedeninin ister istemez promosyon grevleriyle ilişkili olduğunu düşünmekteyiz. Akademisyen, emekçi ve öğrenci bileşenleriyle bir bütün olarak gördüğümüz ODTÜ kamuoyunun, Ekin Erdem Evliya'nın yanında olacağını düşünüyoruz. Üniversite Konseyleri Derneği, güvenceli çalışma hakkını her durumda sonuna kadar savunmakta ve mücadelesini vermektedir. Dernek olarak, asistan arkadaşımızın yanında olduğumuzu ve bu sürecin de takipçisi olacağımızı beyan ediyoruz.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Gecenin gözü

Gecenin gözü gördü, Çıkıp konuşsa, anlatsa her şeyi Senin hakkını sana, Benim hakkımı bana... Duvarlar bile daralıyordu, Sen ağlayınca. Bak şimdi nasıl da görünüyor Gökyüzü ferah ferah. Yıldızların altında gibi açık göğümüz. Koyun koyuna... Sıcacık...

Yetişkin eğitiminden yaşam boyu öğrenmeye geçiş - Bir eğitim makalesi

Eğitim, öğrenmenin sistematikleştirilmiş halidir. Öğrenmeye göre çok daha dar bir kavram olan eğitim kavramı daha gelişkin mekanizmaların kurulabilmesi için daha gelişkin bireylere ihtiyaç duyulmasından kaynaklı ortaya çıkmış bir kavramdır. İlk olarak Fransız sanayi devrimiyle somut düzlemde ele alınmaya başlanan bu gerçeklik kendisini fabrikalarda makineyi kullanmayı bilen eleman ihtiyacında göstermiştir. Makine kullanımının ve iş yönteminin öğretilmesinde karşılaşılan zorluklar, tarihin ilk burjuva devriminde öğretimi halk için sistematikleştiren yaklaşımı, yani eğitimi doğurmuştur. Sanayi devriminin öncelerinde bilgi aktarımlarını gerçekleştirecek kadroları yetiştirmek adına kurulan çeşitli kurumlar(kiliseler, camiler, manastır ve medreseler vb.) faydacı özellik gütmemesinden dolayı modern eğitim kavramına tam olarak denk düşmemektedir. Bu surette eğitim; faydalar çerçevesinde sistematikleştirilmiş öğrenmelerdir diyebiliriz. Bu noktada eğitim kavramıyla yetişkin kelimeleri yan yan...