Ana içeriğe atla

‘Elimizde görüntü var’ tehdidi

Soma protestosunda sol yanağına isabet eden ses bombasıyla hafif beyin kanaması geçiren Ahmet Eren’in ailesi şikâyet için karakola gitti, polisin şantajıyla karşı karşıya kaldı.

Bayram Uluad - soL Ankara

Soma’da gerçekleşen işçi katliamını protesto etmek üzere Pazar günü Mamak ilçesine bağlı Tuzluçayır mahallesindeki protestoya katılan Ahmet Eren, yüzüne denk gelen ses bombasından dolayı hafif beyin kanaması geçirdi. Kulak zarı da yırtılan Ahmet Eren’in beyninde ödem oluşma riski olduğu için beş gün daha, tedavi gördüğü Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, müşahede altında tutulacak.

Polisten şantaj: “Oğlunuzun görüntüleri mevcut”
Ahmet’in annesi Bergüzar Eren’in soL ile yaptığı görüşmede verdiği ayrıntılar bir polis skandalını daha ortaya çıkarmış oldu. Şikâyetçi olmak için aynı mahallede bulunan Tuzluçayır Polis Karakolu’na olaydan yaklaşık üç saat sonra giden Bergüzar Eren polislere durumu anlattı. Oğlunun daha reşit olmadığını ve yaptığı eylemin cezasının bu olmadığını anlatan Eren, polislerin kendilerini olgunlukla karşıladığını ancak sıra şikâyetçi olmaya geldiğinde kendilerine karşı tavırlarının değiştiğini ve işin şantaja kadar vardığını iddia etti. Durumdan şikâyetçi olmak istediğini belirten Eren’e polisler tarafından Ahmet’in polise taş attığı görüntülerin var olduğu cevabı verildi.

Polisin bu cevabının yanlış olduğunu ve her ne olursa olsun şikâyetçi olmak istediğini belirten Eren, ısrarla şikâyetçi olmak istediğini belirtti. Bunun üzerine polis şikâyet dilekçesini doldurmak zorunda kaldı. Dilekçe yazılırken, polisin şantajdan vazgeçip uzlaşmaya çalıştığını ve sık sık dilekçenin altına “Oğlumun kalıcı bir hasarı olmadığında şikâyetçi olmaktan vazgeçeceğim” ibaresinin eklenmesini önerdiğini ve bu tavrı dilekçe tamamlanana kadar sürdürdüğünü iddia eden Eren Ahmet’in sağlık durumu ne olursa olsun şikayetçi olmaktan vazgeçmeyeceğini ileterek dilekçenin bu şekilde tamamlanmasını istedi.

‘Medya oğlumu görmedi’

Oğlunun başından geçenleri insafsızlık olarak değerlendiren anne Bergüzar Eren ise, polisin yaptıklarına ve karakolda karşılaştığı muameleye isyan etti. Oğlunun reşit olmadığını ve yaptığı eylemin suç olarak görülemeyeceğini savunan Eren polisin insanlık dışı bir saldırganlıkla müdahale ettiğini ve artık bu duruma son verilmesi gerektiğini belirtti. Medyanın görmemekteki ısrarlarını da değerlendiren Eren bu konuda şöyle konuştu: “Medya ne oğlumun durumunu, ne de benzer durumdaki diğer örnekleri görmezden gelmekte ısrarlı. Adeta hepsi bir olmuş aynı şeyi yazıp aynı şeyi söylüyor. Bizim medyamız ise bu konuları o kadar çok işledi ki Ahmet’imin durumu gözden kaçmış oldu. Birgün, soL gibi gazeteler bu konuları yazmaya devam ediyorlar ancak gerçekten bu olaylar çok fazlalaştı. O yüzden onlara da kızamıyorum. Bu durumun hesabını soracağız. Önümüzdeki günlerde Ahmet için savcılığa suç duyurusunda da bulunacağız.”

Beyinde ödem oluşabilir
Soma’daki işçi katliamını protesto etmek ve ilgili görevlilerin istifasını istemek için Tuzluçayır’da Liseli Genç Umut ve Halkevleri tarafından bir eylem düzenlendi. Tuzluçayır’da devam etmekte olan ve halkın tepkisi nedeniyle 24 saat çevik kuvvet tarafından korunan Camii-Cemevi inşaatına yönelen kortejin önü polis tarafından kesildi ve polis müdahalesi çatışmaya dönüştü.

Ahmet’in ifadelerine göre polis barikatının karşısına başka bir barikat oluşturuldu. Barikatın arkasında 8 yaşlarında bir çocuğun elinde Liseli Genç Umut bayrağı olduğunu fark eden Ahmet, çocuğun başına bir şey gelmesin diye bayrağı çocuktan almak istedi. Barikatın aralığından geçmekteyken polisin attığı ses bombası yüzüne denk gelen Ahmet gözü karararak yere düştü. Arkadaşlarının müdahalesiyle Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Ahmet’in kulak zarının patladığı, hafif beyin kanaması geçirdiği ve beyninde ödem oluşma riskinin var olduğu anlaşıldı. Ahmet bu riskten dolayı beş gün daha aynı hastanede müşahede altında tutulacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Gecenin gözü

Gecenin gözü gördü, Çıkıp konuşsa, anlatsa her şeyi Senin hakkını sana, Benim hakkımı bana... Duvarlar bile daralıyordu, Sen ağlayınca. Bak şimdi nasıl da görünüyor Gökyüzü ferah ferah. Yıldızların altında gibi açık göğümüz. Koyun koyuna... Sıcacık...

Yetişkin eğitiminden yaşam boyu öğrenmeye geçiş - Bir eğitim makalesi

Eğitim, öğrenmenin sistematikleştirilmiş halidir. Öğrenmeye göre çok daha dar bir kavram olan eğitim kavramı daha gelişkin mekanizmaların kurulabilmesi için daha gelişkin bireylere ihtiyaç duyulmasından kaynaklı ortaya çıkmış bir kavramdır. İlk olarak Fransız sanayi devrimiyle somut düzlemde ele alınmaya başlanan bu gerçeklik kendisini fabrikalarda makineyi kullanmayı bilen eleman ihtiyacında göstermiştir. Makine kullanımının ve iş yönteminin öğretilmesinde karşılaşılan zorluklar, tarihin ilk burjuva devriminde öğretimi halk için sistematikleştiren yaklaşımı, yani eğitimi doğurmuştur. Sanayi devriminin öncelerinde bilgi aktarımlarını gerçekleştirecek kadroları yetiştirmek adına kurulan çeşitli kurumlar(kiliseler, camiler, manastır ve medreseler vb.) faydacı özellik gütmemesinden dolayı modern eğitim kavramına tam olarak denk düşmemektedir. Bu surette eğitim; faydalar çerçevesinde sistematikleştirilmiş öğrenmelerdir diyebiliriz. Bu noktada eğitim kavramıyla yetişkin kelimeleri yan yan...