Yarım kalan öykü dediğimiz şey, eşyanın tabiatına aykırıdır. Ya komple tozlu raflara kalkar ve ölene kadar orada kalır, ya da kafa toparlanıp o öykü bitirilir. Her öykü bir o kadar ya yarımdır ya da. Nefes alışverişimiz devam ettiği müddetçe elbet bir şeyler yarım kalacak. Benden bu kadar artık. Godot'yu beklemenin alemi yok. Bu öykü ya bitecek, ya da bir daha suratına bakılmamak üzere tozlu raflara atılacak Geç kalınmışlık. Her şeye olduğu gibi bu trene de geç kalınmışlık. Hem artık devir değişti, insanlar daha güçlü motorlara biniyorlar, tren mi kaldı? Atıyorum artık bu öyküyü tarihimin tozlu raflarına. Giden benden gitmiyor mu? Kime ne? Mustafa Kemal'in ünlü vecziyle uğurluyoruz bu öyküyü: geldikleri gibi gitsinler madem.