Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayatın nedesindeyim

Aşağıdaki öykü Makine Mühendisleri Odası tarafından Oğuz Atay adına düzenlenen Hayatın Koordinatları isimli öykü yarışmasına gönderilmek için yazılmış fakat gönderilemeden kalmıştır. Bari buraya koyayım da dursun kimseye zararı olmadan. Yazının okura daha anlamlı gelmesi açısından Konur Sokak Direnişi, Nuriye Gülmen, Semih Özakça, KHK mağdurları gibi anahtar kelimelerle arama yapılabilir. Anlamlı kılacağını düşündüğüm şu fotoğrafı da buraya ekliyorum. - Koordinatları veriyorum; gözaltına alınan heykelin yanındayım. Birden döndüm. Sakalı bile çıkmamış bir liseliydi. Belli ki bir arkadaşıyla buluşacaktı. Gözaltına alınan heykelin oradaymış. Sen gözaltına alınmak nedir bilir misin ergen? Etrafıma bakındım. Muhtemelen bunların yaş grubu bir olaya kendilerince isim takmışlardı. Öylece gözaltında bir heykel düşündüm. Bir heykel nasıl gözaltına alınabilirdi acaba? Seçeneklerimi açayım. 1) İki polis heykelin birer koluna girmiş,        a. Taşımayı da becer...

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Işık saçan cehalet ve parlak cahillik!

Soruyorlar: Neden komünistsin? Cevaplanıyor: Çünkü bu dünya eşitsizlik yaratıyor. Soruyorlar: Sana ne bundan? Cevaplanıyor: Ben de eşitsizlikten payıma düşeni alıyorum da ondan. Soruyorlar: Beş kardeşin beşi bir mi? Cevaplanıyor: Değil. Soruyorlar: Ee, her insanın eşit olmasını nasıl bekliyorsun o zaman? Cevaplanıyor: Beş parmak aynı elde fakat. Soruyorlar: Biri büyük, biri küçük. Aynı elde olmaları ne fark yaratır? Cevaplanıyor: Hepimiz aynı şekilde hayata geldik. Soruyorlar: Ne alaka? Cevaplanıyor: Kel alaka. Soruyorlar: Dalga mı geçiyorsun? Cevaplanıyor: Evet. Soruyorlar: Gerçekten komünist misin peki? Cevaplanıyor: Evet. Soruyorlar: Yapacak daha iyi bir işin yok mu senin? Cevaplanıyor: Yok. Soruyorlar: Hepiniz aynı düşünüyorsunuz ve başka bir şey yapmıyorsunuz. Bu cehalet yaratmaz mı? Cevaplanıyor: Hepimiz aynı fikirde değiliz. Sadece ilk soruna verdiğim cevap konusunda aynı fikirdeyiz. Onun dışında inan bana çok farklıyız. Dünyayı anlamaya çalışıyoruz. Bu cehale...

Yaz bir kenara

Bak bunu tuttum. Adama " de " ayrı yazılır demişler, adam her " de " ekini ayrı yazıyor. Örn: " Ser de akıl yok ki göz de fer olsun. " Hadi bunu ayırt edememiş olsun. Ya şuna ne demeli: " Ba de içermiş de de. " Tabii, bununla kalır mı? Kalmaz. Diğer tüm " da " eklerini de birleşik yazmış. Neden? Çünkü sadece " de "ler ayrı yazılırmış. Bir başkası; çok bilimsel görünmek için yabancı kelimeleri bol kullanmak lazım demiş olmalılar ki adama, yazdığı cümleden hiç bir şey anlamıyorum. Hayır, yabancı dilim (maalesef) kötü olduğu için değil, böyle bir dil olmadığı için. Adam yazmış; " Homosapienler mutualist bir hayat sürerken Gorillaz neredeydi? " Baştan çevireyim arkadaşlar; " insanlar birbirini sikerken murdoc neredeydi? " İster inanın ister inanmayın ama bu tartışma esnasında karşı tarafa söylenmiş bir cümle. Konu: din. İsterseniz biraz yakından inceleyim adamımızı. Homosapienler : Sanırım Homo sapiens de...

Çöküş...

En büyük mücadelesi kendisiyledir insanın, saçmaya ikna olmak uğruna girmeyeceği kılık yoktur. Kendimi tanımaktan kaçıyorum. Tanıdıkça, anlam buldukça kendimde ya da kendime has şeylerde; utanıyor, anlamsızlaşıyor ve tüm değerlerimi yitiriyorum bir bir. Düşünsene, aslında kendimden başka herşey birer figüranmış. Duyguları alınmış insanın kafası matematiksel çalışmalı. Onu da yapmıyorsan sana yapacak bir şey yok birader kusura bakma. Şekeri bıraktın. Bir yıl kadar sonra ekmeği bıraktın. Kısa süre sonra da sigarayı bıraktın. Spora başladın ardından. Zannettin ki sorun bunlarda. Uykunu düzene koydun sonra. Güzel kazandıran bir iş, güzel sevişen kadın gibi bir kadın buldun. Zannettin ki sorun bunlarda. İyi kazanırsam kadınla igili derdim olmaz. Kadınla derdim olursa çeker giderim dedin. Sevmedin kadını. Eskinin kökünü kazıdın. Meğer bir şey yokmuş. Yokmuş ki hiç bir şey. Meğer mesele bu da değilmiş. Gittin hangar gibi çalıştın. Sürekli. Deli gibi çalıştın. İstanbul işini yarıladın say...