Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Haziran'ın seçimi - I : Haziran ne yapmamalıdır?

Birleşik Haziran Hareketi Gezi direnişindeki politik yönsüzlük, önderlik ve adres eksikliğini doldurma iddiasıyla kurulan, merkezi siyaseti temel hedef alan ve açıktan olmasa da çizdiği tablo itibariyle Sosyalist Türkiye’yi arzulayan bir harekettir. İçinde birbirinden farklı geleneklerin, siyasetlerin ve sanatçı-aydının bulunduğu, tabanı itibariyle de Gezi’de sokağa dökülen milyonlardan olan sosyalistlerin, sosyal demokratların, Alevi-Sünni, Türk-Kürt solcuların, sol Kemalistlerin ve başka dağınık grupların olduğu bileşimdir. Bu çokça yazıldı çizildi fakat girişte yapılacak tanım şu açıdan hayati öneme sahiptir: seçimlerde Haziran’ın alacağı tavır kuşkusuz ki kuruluş amacından, biçiminden ve gideceği yönden beslenecek, bu zemine basacaktır mümkün olduğunca. İşte bam teli de burası. Şunda şüphe yok ki Haziran seçim ittifakı ve seçimlere yönelik kurulan bir hareket değildir. Yine de bu tanım BHH'nin seçimlere giremeyeceği anlamına gelmemeli. Burası işin fiili durumudur. Aynı zamand...

Soma'nın ölemeyenleri

  Soma dramı devam ediyor, hala! Gidenler uğurlanır. Adettendir. Anısına ve yaşadığı drama saygıdandır.  Soma’daki katliamın üstünden tam dokuz ay geçti. Tüm Türkiye Soma’da katledilen 301’e ağladı, ağıtlar yaktı. Hükümetin afili bakanları kirli gömlekleriyle şov peşindeyken şehre ilk çevik geldi. Ambülanslar yoldayken imamlar geldi. Maden kazalarında bir dakikanın bile hayati önem taşıdığı biliniyorken ilk bir saat arama kurtarma ekibine haber verilmedi. Sahte gözyaşları gerçek gözyaşlarıyla beraber yağmur gibi şakıdı. Üzerinden iki ay geçti. Süslü kampanyalar ortaya atıldı. Yüklü bağışlar ‘yapıldı’. Ardından özürler dilendi yalap şalap. Artık ölenlerden çok ölüme yapılacak bağışlar konuşuldu. Yani uğurlanmıştı gidenler, şimdi sıra, gerideki enkazı boyamadaydı. Somalı çocuklar şov programlarına çıkarıldı adeta. Bol ajitasyon servis edildi basına. Sonra davalar başladı ve birbirini satmalar baş gösterdi. Nihayetinde altı ay geçti ve unutuldu Soma. Arkada kalanlar hakkınd...

Yazı

Yine bir yazı nöbetindeyim. Yazı sabahında. Yazı kışında. Acaba bu seferki ne kadar duygusal, ne kadar politik, ne kadar insani ya da ne kadar ne kokacak sorunsalı kafada duruyor her zamanki gibi. Bundan yaklaşık 9 ay önce Soma'da bir katliam gerçekleşmiş ve 301 bıçak yarası açılmıştı halkın yüreğine. Tüm gün işçilerle birlikte oradan oraya salındıktan sonra o soğuğa ve açlığa rağmen sizi ayakta tutan bir şey var. Evet var, insanlık. Konu zaten yeterince duygusal bir konu. Tam bir insanlık dramı 21. yüzyılın alnında. Bir de üstüne işçilerin anlattıkları. İnsanın içi burkuluyor. Ölmeyen işçi çocuğu ölen işçi çocuğuna, öküzce hediye dağıtılırken bakıyor. Ölmeyen işçi çocuğu iç geçirirp ölen işçi çocuğuna "Keşke benim de babam ölseydi" diyor. Evet, yanlış duymadınız. Tam olarak bunu söylüyor. Bu da yetmiyor, bir kadın kocasının işsizliğinden ve parasızlıktan bunalarak bir kavga sırasında "keşke sen de ölseydin" diyebiliyor. Bu da yetmiyor, çocuklarını alıp köy...

Yeşilimtrak unutkanlık

Vay mna koyum ya. Ne ilginç algoritması var şu ekşinin. Geçen bir yerden Ümit Yaşar Oğuzcan amcanın beni unutma şiirine denk geldim. Hadi artistlik yapmiyim, kimin olduğunu bilmiyordum şiirin. Sadece şarkısıyla ilgileniyordum. Şu Selda Bağcan'ın ve Zara'nın ayrı ayrı güzel güzel yorumladıkları şarkı. Fakat birden bire şiir kısmı dikkatimi çekti. Tipik şarkı sözleri değildi bunlar. Bir şiirdi. Hem de en alengirli duyguları ardışık dizilimlerle çok güzel betimleyen bir şiirdi. Beni unutma demek zavallılıktır. Herşey bittiğinde artık, artık söylenmesi gereken başka bir şey kalmadığında bir nevi züğürt tesellisi olabilen bir söz öbeğidir 'beni unutma'. Fakat Oğuzcan olacak dik sakallı o kadar güzel giydirmişti ki o skimsonik zor sözleri şiirine. Hayran kaldım. Elbette merakımı yenemedim ve google amcaya danıştım. O da bana uzun uzun şiirin kime ait olduğunu, hangi yıl yazıldığını, hangi kitapta olduğunu, kimlerin bestelediğini filan bir bir anlattı. Eğer bu da kesmezse be...