Ana içeriğe atla

Tuzluçayır’da Kaya Güvenç için seçim irtibat bürosu

Tuzluçayır’daki açılışın öncesinde bir yürüyüş yapıldı. Yürüyüş kolu büronun önünde kurulan kürsüde son buldu. Burada Kaya Güvenç bir konuşma yapıp büronun açılışını gerçekleştirdi.

Bayram Uluad - soL Ankara
2 Mart Pazar günü saat 18.30’da Tekmezar Hacı Bektaş Veli Parkından başlayan yürüyüşe TKP, ÖDP ve Halkevleri Mamak İlçe Örgütü üyeleri katıldı. Yürüyüş sırasında sıklıkla ‘Hırsız Var’, ‘Hırsız Tayyip Erdoğan’, ‘Artık Yeter, AKP Defol’, ‘Hükümet İstifa’ sloganları atıldı. Kalabalık, yürüyüş sırasında başka vatandaşların da katılmasıyla sürekli artış gösterdi. Kortej Tuzluçayır’da yeni açılacak büronun önüne kadar yürüdü.

Büronun önünde kurulan kürsüden konuşma yapan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Kaya Güvenç, ortak sol aday olarak kürsüye çıktığını, kendisinin yalnız bırakılmış Gezi’nin tek temsilcisi olduğunu ve ortaya çıkan birlikteliğin ve ortaklığın sadece temsilcisi olduğunu ifade etti. Güvenç’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
'Siyaset yeniden biçimlendiriliyor'
“Şayet haziran direnişinin değerlerine saygı duyuyor, o değerleri benimsiyorsanız yapabileceğiniz tek şey isteseniz de istemeseniz de oyları ortak sol adaya, yani temsilci olarak beni seçtiler o yüzden bana vereceksiniz. Çünkü örneğin birkaç gün önce Odtü'den geçen bir yol açıldı. Bu yol sadece oradaki ormanı yok etmek demek değildir, bu yol hepimize ve tüm topluma karşı Akp Belediye Başkanı Melih Gökçek'in meydan okumasıdır. Bu yolu yapmak için gece yarıları operasyonlar düzenledi Akp'nin adayı. Pekiyi, ne beklerdiniz? Bu değerlerin en azından bir kısmına, ana muhalefet partisinin sahip çıkmasını beklerdiniz. Haziran direnişinden sonra Ankara'da Büyükşehir Belediye başkan adaylığına Chp'nin sol değerlere yakın bir aday getirmesini beklerdiniz, olmadı. Çünkü siyaset yeniden biçimlendiriliyor, sağa kaydırılıyor bu yüzden daha fazla oy alacak diye birilerini getiriyorlar. Kendisine ülkücüyüm diyor, ben solda değilim diyor ve hatta ben siyaset yapmaya gelmedim diyor.”
'Sermaye sınıfından başka kimseye saygı duymayan bir belediye başkanı var bugün'
“Aynı adaya gazeteciler ODTÜ yolunu sorduğunda yanıtı bu yol gerekliydi oluyor. Şimdi haziran direnişinin değerlerine sahip çıkan kim kaldı geriye? Tabii ki sosyalistler, solcular, emekçi sınıfın çıkarlarını korumak için yola düşenler kaldı. Kenti sermayenin talanından kurtarmak ve o kenti emekçi
halkın hizmetine verebilmek için ortaya çıkmış yüzyıllardır mücadele eden solcular ve sosyalistler kaldı. Onun için bize oy verilmesi gerekiyor. Kendi paralarından hizmet ettikleri sermaye sınıfından başka kimseye saygı duymayan bir belediye başkanı var bugün Ankara'da. Haziran direnişinde polise yardım etti, destek verdi. Yetmedi polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük arkadaşımızın öldürüldüğü yere teşekkür pankartı, Ankara polisiyle gurur duyuyor pankartı astırdı. Biz ise hazirandirenişinin içinde olan, ona omuz veren, onun değerlerini ileriye taşımaya kararlı olan insanlarız.”
'Bu seçim artık yerel seçim olmaktan çıkmıştır'
“ Herkes şu konuda hemfikirdir. Bu seçim artık yerel seçim olmaktan çıkmış, Türkiye’de sermaye sınıfıyla emekçi sınıfı arasındaki mücadelenin bir göstergesidir. Özellikle bu mahallede oyları bölmeyin vs deniyor. Akp karanlığından kurtulmak zorundayız, Akp yalanına talanına zulmüne dur demek zorundayız.30 Mart önemli bir duraksa bunun 31 Martı da var. Bu soruyu, Chp diyen tüm dostlarımıza soruyorum: Şayet mücadele Akp'nin geriletilmesi, artık iktidardan indirilmesi mücadelesiyse, 31 Mart günü bu mücadeleye Chp'nin adayı mı daha çok katkıda bulunur, Melih Gökçek mi, yoksa biz mi? Sağa kayan bir Chp'yi onaylıyorsanız, bir MHP kökenliyi aday olarak göstermesini onaylıyor, vicdanınız el
veriyorsa, bu sağ politikaları onaylıyorsanız, Hatay'da Akp Belediye Başkanı'nı, belediye başkan adayı göstermesine aklınız yatıyorsa, gönlünüz buna razıysa, buyrun gidin oyunuzu Chp'ye verin.”
Konuşmanın ardından örgüt temsilcileri ve Altı Nokta Körler Derneği Genel Başkanı Hasan Tatar’ın birlikteliğinde büronun kurdelesini kesen Güvenç, açılışı yaptı. Etkinlik, açılışın ardından çalan davul zurna eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Gecenin gözü

Gecenin gözü gördü, Çıkıp konuşsa, anlatsa her şeyi Senin hakkını sana, Benim hakkımı bana... Duvarlar bile daralıyordu, Sen ağlayınca. Bak şimdi nasıl da görünüyor Gökyüzü ferah ferah. Yıldızların altında gibi açık göğümüz. Koyun koyuna... Sıcacık...

Yetişkin eğitiminden yaşam boyu öğrenmeye geçiş - Bir eğitim makalesi

Eğitim, öğrenmenin sistematikleştirilmiş halidir. Öğrenmeye göre çok daha dar bir kavram olan eğitim kavramı daha gelişkin mekanizmaların kurulabilmesi için daha gelişkin bireylere ihtiyaç duyulmasından kaynaklı ortaya çıkmış bir kavramdır. İlk olarak Fransız sanayi devrimiyle somut düzlemde ele alınmaya başlanan bu gerçeklik kendisini fabrikalarda makineyi kullanmayı bilen eleman ihtiyacında göstermiştir. Makine kullanımının ve iş yönteminin öğretilmesinde karşılaşılan zorluklar, tarihin ilk burjuva devriminde öğretimi halk için sistematikleştiren yaklaşımı, yani eğitimi doğurmuştur. Sanayi devriminin öncelerinde bilgi aktarımlarını gerçekleştirecek kadroları yetiştirmek adına kurulan çeşitli kurumlar(kiliseler, camiler, manastır ve medreseler vb.) faydacı özellik gütmemesinden dolayı modern eğitim kavramına tam olarak denk düşmemektedir. Bu surette eğitim; faydalar çerçevesinde sistematikleştirilmiş öğrenmelerdir diyebiliriz. Bu noktada eğitim kavramıyla yetişkin kelimeleri yan yan...