Ana içeriğe atla

beni gece terk etme

"Beni geceleri terk etme. Korkarım gece terklerinden. Kendimi aldatilmis, kandırılmış ve çaresiz hissederim. Güçsüzleşirim. Sevemem bir daha kimseyi. Gece terki uzun yolda arıza yapan araca benzer. Zamansız, baş agritici, mide bunaltici, yorucu ve sinir bozucu. Gereksiz zaman kaybı. Gerekli zaman kaybı var mı diye sorma. Cevaplamak istemiyorum.
Ille de terk edeceksen sabaha kadar sabret lütfen.
Beni yataktayken terk etme. Sen her yataktan çıktığında yüreğimin ağzıma gelmesinden bıktım. Artık evi ve beni terk edislerine sahit olmak istemiyorum. Gideceksen ille de, uykuya daldiktan sonra terk et. Sabahı beklemene de gerek yok.
Ne yaptığından emin değilsen şimdiye kadarki hatalarını tekrar etme yeter. Ben anlarım. Seni seviyorum diyebilirsin. Aşk bir hayır kurumu değil. Bit kitle iletişim aracı da değildir. Ne olduğunu bilemem, burası da kafası karisiklarin danışma merkezi değildir. Lütfen ne yaptığından emin değilsen beni sinama. Her durumda terk edilen ben olacağım. O halde beni kendi halimde bırak. Bırak bazı yeteneklerim korunsun. Bırak kendime olan ayaksiz özgüvenim uçmaya devam etsin. Alıştırabilirim kendimi yeni bir yalnızlığa. Terk edeceksen beni, bunları düşünme. Diyeceğim ama sesler söyleme diyor. Terk edeceksen beni hemen terk et. Çıkışını bildiğim bir yokustan inmek her zaman keyifli değil benim için... Git."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Gecenin gözü

Gecenin gözü gördü, Çıkıp konuşsa, anlatsa her şeyi Senin hakkını sana, Benim hakkımı bana... Duvarlar bile daralıyordu, Sen ağlayınca. Bak şimdi nasıl da görünüyor Gökyüzü ferah ferah. Yıldızların altında gibi açık göğümüz. Koyun koyuna... Sıcacık...

Yetişkin eğitiminden yaşam boyu öğrenmeye geçiş - Bir eğitim makalesi

Eğitim, öğrenmenin sistematikleştirilmiş halidir. Öğrenmeye göre çok daha dar bir kavram olan eğitim kavramı daha gelişkin mekanizmaların kurulabilmesi için daha gelişkin bireylere ihtiyaç duyulmasından kaynaklı ortaya çıkmış bir kavramdır. İlk olarak Fransız sanayi devrimiyle somut düzlemde ele alınmaya başlanan bu gerçeklik kendisini fabrikalarda makineyi kullanmayı bilen eleman ihtiyacında göstermiştir. Makine kullanımının ve iş yönteminin öğretilmesinde karşılaşılan zorluklar, tarihin ilk burjuva devriminde öğretimi halk için sistematikleştiren yaklaşımı, yani eğitimi doğurmuştur. Sanayi devriminin öncelerinde bilgi aktarımlarını gerçekleştirecek kadroları yetiştirmek adına kurulan çeşitli kurumlar(kiliseler, camiler, manastır ve medreseler vb.) faydacı özellik gütmemesinden dolayı modern eğitim kavramına tam olarak denk düşmemektedir. Bu surette eğitim; faydalar çerçevesinde sistematikleştirilmiş öğrenmelerdir diyebiliriz. Bu noktada eğitim kavramıyla yetişkin kelimeleri yan yan...