Ana içeriğe atla

Niyaz Baba Kültür etkinliklerinde Gezi Direnişi damgası

Amasya’ya bağlı Gümüşhacıköy ilçesinde düzenlenen 9. Geleneksel Niyaz Baba Kültür Etkinlikleri’ne Gezi Direnişi damga vurdu.

Bayram Uluad - soL Haber
Dokuz yıldır her yılın Ağustos ayında düzenlenen etkinliklerde bu yıl Gezi Direnişi gündemin ilk sırasındaydı.

Niyaz Baba Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen etkinlikte sahne alan Ozan Ruşani, türkülerini, Gezi direnişine atıflarda bulunarak sık sık yarıda kesti. Bülent Arınç’a atfen, içinde rakı, şarap ve meyhane kelimelerinin geçtiği türküler seslendirdi.

“Her yer Taksim, her yer direniş” sloganlarının da atıldığı etkinliğe yaklaşık 1500 – 2000 civarında yurttaş katıldı.

soL gazetesine büyük ilgi
Etkinlik davetlisi olarak Niyaz Baba’da bulunan soL gazetesi çalışanlarından Samet Ünal ve Bayram Uluad alanda gazete dağıtımı yaptıktan sonra kürsüye davet edildi.

Kürsü’ye soL gazetesi adına çıkan gazete muhabiri Bayram Uluad şöyle konuştu:
Sabahtan beri kürsüde yapılan konuşmalarda söz sürekli aynı yere geldi: Gezi Direnişi. Evet, çünkü gündemimiz iki buçuk aydır Gezi direnişi. Ülkemizde son otuz yıldır hiçbir haksızlığa neredeyse sesini çıkarmayan, her zoru gördüğünde vazgeçip susan halkımız milyonlar olup sokaklara çıktı, direndi, diktatör bozuntusundan hesap sordu. Bu yüzdendir ki artık gündemi yaratan diktatör değil, biziz…

Bu yörenin ne kadar devrimci yetiştirdiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz. Az ötede Mahir Çayan’ın köyü. Biraz daha ileri gittiğimizde de bizi İbrahim Kaypakkaya ve nice devrimcinin köyü bulunmaktadır. Sizlerin bu mirasa sahip çıkıp, onu yükseklere taşıyacağınıza olan inancımızla, gazete adına bir kez daha selamlıyor, mücadelemize davet ediyoruz. Hepimizin daha iyi bayramlar yaşayacağı günlerin inancıyla bayramınızı kutluyorum. Her yer Taksim, her yer direniş.
Konuşma sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesilirken, konuşmalardan sonra yerel ozanlardan Ozan Özlemi, Nezahat Doğan ve Gülhan Çakmak konserleriyle etkinlik devam etti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğum günü şeysi - 3 Temmuz

Yıllar önce, 1990 yılında, bir 1 Temmuz gününde, yolların açıldığı, karın eridiği, havanın ılıştığı ve insanların dinçleştiği bir yaz günü karısına selam vermeksizin içeri girdi Mehmet. Yemeğini yedi. Çocukları azarladı. Karısı da payını aldı bundan. Yemekleri eleştirdi. Ama ne eleştiri. Küçük çaplı sevimli bir terör estirdi. İstemeden, el alışkanlığıyla karısına da bir tane çakıverdi. Hiç sevmezdi kuyruk yağı olmayan bulgur pilavını. Kaç defa söyledi, olmayınca istemsiz şekilde vuruverdi omuzuna kadının. *** Çocuklar bunu görünce bir anda tüm şımarıklıklarını kestiler. Artık onlar için zaman daha ağır akmaya, kuşlar ötmemeye, kuzular melememeye, kar altındaki topraktan başını çıkaran yılanlar toprağın altına geri dönmeye, yerdeki halıların desenleri dans etmeye, gözleri cansızlanmaya, babaları büyümeye, bir önceki gün marketten çaldıkları bisküvileri süte kırarak gizli gizli yeme fikirleri iyiden iyiye kaybolmaya ve bu fikrin yerini annelerinin yaptıkları kuyruk yağsız bulgur p...

Gecenin gözü

Gecenin gözü gördü, Çıkıp konuşsa, anlatsa her şeyi Senin hakkını sana, Benim hakkımı bana... Duvarlar bile daralıyordu, Sen ağlayınca. Bak şimdi nasıl da görünüyor Gökyüzü ferah ferah. Yıldızların altında gibi açık göğümüz. Koyun koyuna... Sıcacık...

Yetişkin eğitiminden yaşam boyu öğrenmeye geçiş - Bir eğitim makalesi

Eğitim, öğrenmenin sistematikleştirilmiş halidir. Öğrenmeye göre çok daha dar bir kavram olan eğitim kavramı daha gelişkin mekanizmaların kurulabilmesi için daha gelişkin bireylere ihtiyaç duyulmasından kaynaklı ortaya çıkmış bir kavramdır. İlk olarak Fransız sanayi devrimiyle somut düzlemde ele alınmaya başlanan bu gerçeklik kendisini fabrikalarda makineyi kullanmayı bilen eleman ihtiyacında göstermiştir. Makine kullanımının ve iş yönteminin öğretilmesinde karşılaşılan zorluklar, tarihin ilk burjuva devriminde öğretimi halk için sistematikleştiren yaklaşımı, yani eğitimi doğurmuştur. Sanayi devriminin öncelerinde bilgi aktarımlarını gerçekleştirecek kadroları yetiştirmek adına kurulan çeşitli kurumlar(kiliseler, camiler, manastır ve medreseler vb.) faydacı özellik gütmemesinden dolayı modern eğitim kavramına tam olarak denk düşmemektedir. Bu surette eğitim; faydalar çerçevesinde sistematikleştirilmiş öğrenmelerdir diyebiliriz. Bu noktada eğitim kavramıyla yetişkin kelimeleri yan yan...