Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Altın ve çamur diyalektiği

Altın çamura düşünce değer kaybetmez. Doğru bir söz. Çünkü gerçek. Kaldı ki altının geldiği yer çamurun ta dibiyse, hepten doğrudur. Altın madenciliği dünyanın en zor madenciliklerinden biridir. Çıkarması ve saflaştırması son derece zor, işlemesi ise son derece kolaydır. Bu yüzden yüzyıllardır kıymetli eşyaya girer. Hatta insanlık tarihinde kıymet-para kavramlarının doğrudan altınla çıkmış olmasına dair de epey rivayet mevcut. Altın doğada saf halde kolay kolay bulunmaz. Elde edilen altın miktarının önemli çoğunluğu toprakla ve toprağa has kayaçlarla iç içedir. Kalaverit, silvanit, krennerit, bakır ve kurşun minerallerinde eser miktarda bulunmakla birlikte volkanik kuvarsların içinde ve akarsu yataklarında kumlu toz ve külçe halinde de bulunabilir. Tüm bunlara çamur diyoruz. Çünkü özel işlem görmemiş herhangi bir toprak parçasından elde edilen çamurda bu mineraller ve kayaçlar muhakkak bulunur. Buradan yola çıkarsak, evet, altın topraktan, yani çamurdan gelmektedir. Fakat önemli bir a...

Hayat yapanlar, gözyaşı asanlar

Bir kez daha kafamı buluyorum. Ellerimle yoklayarak. Başka nasıl bulunabilir ki kafa? Bu çaresizlikte, bu yalan rüzgarında, bu fırtınalı düzlemde, savrulup duruyorken hele. Hala benimle olduğuna emin olmak için her sabah ilk önce kafamı buluyorum. Alıp yerine koyuyorum. Sonra kollarımı, bacaklarımı ve bir önceki gece fırtınada savrulan diğer uzuvlarımı. Burada da karmaşa çıkabiliyor. Mesela kafayı bulduğumda beyni bulamayabiliyorum. Ha keza kalbimi bulduğumda yüreğimi. Evet, bazen kendimi de bulamıyorum. Lanet Bayram, hangi yalanın arkasına saklandıysa. Bazen acıkıyorum, kafayı yerken buluyorum kendimi. Normal insanları hiç anlayamıyorum. Onlar da sürekli kafayı yediklerini iddia ediyorlar ama sinirliyken. İnsan sadece acıktığında yer. Ha bazıları var ki kafayı bazen şaşkınken ya da şoktayken, ne bileyim korkuyorken, çok seviyorken, sevgisinden emin olmadıkları bir sevgilileri varken yiyorlar. Yanlış yaptıklarını birilerinin anlatması lazım onlara. Sonra vay efendim obezite neden var...