Soru sırasının kendisine gelmesini bekliyordu. Yeni tanıştığı adam, değişik tipine rağmen ilginç bir çekim gücüne sahipti. Konuşma tarzındaki vurgu ve içerikteki bu denli netlik etkilemişti kendisini besbelli. Üstelik sürekli konuşturan, bol sorulu ve akıcı sohbetini de sevmişti. Sanki karşısındaki adam da hafiften esniyor gibiydi kendisine karşı ama emin olamıyordu bir türlü. İki üç kez Ezey'le konuşuyorsa bir kez dönüp ancak kendisiyle konuşuyordu herifçioğlu. En son Ezey'in Alevi olup olmadığını sormuş, kendisine dönüp sormaya imtina etmemişti. Hatta üstüne Alevilikle ilgili bir birikime sahip olduğunu ifa edercesine etkileyici bilgiler sıralamıştı. Kadın, "nihayet konu hala kapanmadı, er yada geç bana da sorar Alevi olup olmadığımı" diye düşünerek sohbete bıraktı kendini. Fakat tam karar verdiği sırada muhabbetin seyri bir kez daha değişti. - Sen ne okudun? - Maliye. Antalya mezunuyum. - Vaay, aramızda bir tahsildar var haa. Naif bir gülümsemeyle yaptı bu tak...